Ben ağlayamam bilirsin,
Yüzümü döker giderim..
Belkide,
Kekik kokulu,
Bahar kokulu,
Eylül'ün son günü kokan
Bir yerde uyuyor olacağım bu "son yazım" yayınlandığında..
Ani gelişen bir aşk'ın gölgesinde..
Dilimde nikotin tadı, şu an hatta,
Uyandığımda..
Biraz da alkol üflüyor olacak nefesim..
Nefesim..
Ilık bir rüzgar gibi..
Sahi,
Günaydın..
Bugün önemli bir gün..
Çarşamba.... Yani şu Çarşafa dolanan gün..
Bugün "Digital Kelebek" in ölüm yıldönümü..
Hatta ilk anma törenini yapacağım uyanınca..
İşte saygı duruşu vesaire...
Geçen gün, google aramasıyla sayfama gelen ziyaretçi,
Şunu yazmıştı ve gelmişti bloguma..
"kelebeklerin ömrü uzun olsaydı dünyanın dengesi bozulur muydu"
İçimden, "evet bozulurdu" dedim kendi kendime..
Öyle ya, doğanın kanununa karşı gelinilmez..
Kelebeklerin ömrü kısaydı aslında, ve ekolojik denge bunu emrediyordu..
Ben ise, biraz "digital" katkıyla hayatımı sürdürebildim belki de bunca uzun süre...
Ama işte, dünya da herşeyin olduğu gibi digital bir kelebeğin de elbette bir sonu olacaktı..
Ve işte oldu da..
Gecemi,
Gündüzümü,
Duygularımı,
Kahkahalarımı,
Gözyaşlarımı,
Şarkılarımı,
Hüznümü..
Kısacası, 10 ay ne yaşadıysam yazıya dökmeye çalıştım..
Ve siz güzel insanlar..
Beni okuduğunuz,
Yorum yazdığınız,
Duygularıma ortak olduğunuz için..
Ve blog'larınıza, içten, güzel yazılar yazıp beni yazılarınızla büyülediğiniz için..
Binlerce teşekkürlerimi sunuyorum...
Ey güzel insanlar..
Seviyorum sizleri...
Belki bir gün, tüm saklanmışlıklarımızdan arınmış bir şekilde,
Aynı sokaklarda, aynı bulvarlarda,
Aynı kaldırımlarda yürür,
Aynı bar'da biralarımızı yudumluyor oluruz...
Belki de aynı sularda "sevişiyor" oluruz..
Yine birbirlerimizi hiç tanımadan..
Hayat boyu "şans"ınız bol olsun..
Bir sabah vakti yazdım belki ilk yazımı..
Bir sabah vakti "elveda" diyorum..
Üstelik, mevsim yine Sonbahar..
Kekik kokulu,
Bahar kokulu,
Eylül'ün son günü kokan
Bir yerde uyuyor olacağım bu "son yazım" yayınlandığında..
Ani gelişen bir aşk'ın gölgesinde..
Dilimde nikotin tadı, şu an hatta,
Uyandığımda..
Biraz da alkol üflüyor olacak nefesim..
Nefesim..
Ilık bir rüzgar gibi..
Sahi,
Günaydın..
Bugün önemli bir gün..
Çarşamba.... Yani şu Çarşafa dolanan gün..
Bugün "Digital Kelebek" in ölüm yıldönümü..
Hatta ilk anma törenini yapacağım uyanınca..
İşte saygı duruşu vesaire...
Geçen gün, google aramasıyla sayfama gelen ziyaretçi,
Şunu yazmıştı ve gelmişti bloguma..
"kelebeklerin ömrü uzun olsaydı dünyanın dengesi bozulur muydu"
İçimden, "evet bozulurdu" dedim kendi kendime..
Öyle ya, doğanın kanununa karşı gelinilmez..
Kelebeklerin ömrü kısaydı aslında, ve ekolojik denge bunu emrediyordu..
Ben ise, biraz "digital" katkıyla hayatımı sürdürebildim belki de bunca uzun süre...
Ama işte, dünya da herşeyin olduğu gibi digital bir kelebeğin de elbette bir sonu olacaktı..
Ve işte oldu da..
Gecemi,
Gündüzümü,
Duygularımı,
Kahkahalarımı,
Gözyaşlarımı,
Şarkılarımı,
Hüznümü..
Kısacası, 10 ay ne yaşadıysam yazıya dökmeye çalıştım..
Ve siz güzel insanlar..
Beni okuduğunuz,
Yorum yazdığınız,
Duygularıma ortak olduğunuz için..
Ve blog'larınıza, içten, güzel yazılar yazıp beni yazılarınızla büyülediğiniz için..
Binlerce teşekkürlerimi sunuyorum...
Ey güzel insanlar..
Seviyorum sizleri...
Belki bir gün, tüm saklanmışlıklarımızdan arınmış bir şekilde,
Aynı sokaklarda, aynı bulvarlarda,
Aynı kaldırımlarda yürür,
Aynı bar'da biralarımızı yudumluyor oluruz...
Belki de aynı sularda "sevişiyor" oluruz..
Yine birbirlerimizi hiç tanımadan..
Hayat boyu "şans"ınız bol olsun..
Bir sabah vakti yazdım belki ilk yazımı..
Bir sabah vakti "elveda" diyorum..
Üstelik, mevsim yine Sonbahar..
Sevgiyle & Dostlukla..