Teknoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Teknoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Senin değerin kaç lira?

Herkesin bir değeri var derler ya,
Çok da doğru..

Haa, sen elbetteki "Beni hiç bir para satın alamaz" diyorsan da..

Bende derim ki, "Şişş, haberin bile olmadan satarlar"

Konumuz Facebook..

Sanırım Facebook accountu olmayan yoktur aramızda.
Peki ya gruplara, yada hayranlara üye olanlar?
Onlarda çok elbet..

Ancak sen bazı gruplara üye veya sanatçılara hayran olduğunda gayet masumane gibi gözüken bu eylemler bakın hangi açıkgözlülerin ekmeğine yağ sürüyor.

Uyanığın biri X sanatçı için bir hayran sayfası oluşturuyor, binlerce yüzbinlerce olduğunda da bu grubu "parayla" başka birine satıyor..

Peki amaç ne?

Grup üyelerine "reklam" yapmak ve bunun aracılığı ile sizi reklamı edilen siteye yönlendirmek yada ürüne yönlendirmek..

Oyle profesyonel reklamlardan bahsetmiyorum.. Yani orkid reklamları veya cola reklamları değil tabiki..

Reklam verenin bir video sitesi vardır, sizi bir şekilde o siteye yönlendirir ve o sitede google adsense reklamlarına tıklamanızı sağlar ve siz tıklayınca o site tıklama başı para kazanır..

Sistem boyle işliyor..

Yani masumane şekilde Facebook da bir sanatçıya hayran olmuş veya bir gruba üye olmuş olabilirsiniz ancak sizin üzerinizden dönen bir ekonomi var ve bu ekonomi Facebook a değil, uyanıkların cebine gidiyor..

Hadi resimleyelim biraz.. (Resimlere tıklayarak net görebilirsiniz..)

1. Resim.
İlan verme..
Grup veya Hayran Sayfası sahibi açıkgözlümüz, büyük ihtimalle nakite sıkışmıştır ve bu Facebook Hayran sayfasını satışa çıkarmıştır..




2. Resim..
İlan detayları..
100K lık bir kitle için istediği ücret 250 TL dir..
100K = 100.000 (yazıyla kişi demektir..


Yani kaba bi hesapla,
250 / 100.000 = 0.0025 TL(Kişi başı bedel)

Yahu, Hadi bir şekilde satıldığının da farkında değilsin de,

Sana biçilen bu ücret, hani yani biraz az değil mi?


Diji'nin Notu: Facebook'ta bir müddettir açılan çoğu gruplar ve hayran sayfaları, tamamen bu satışlara yönelik olarak gerçekleşmektedir..
Bu gruplardan gelen bağlantılara ve reklamlara lütfen dikkat ediniz. Uyanıkların ekmeğine yağ sürmeyiniz, Oyuna gelmeyiniz.

Triii ciii

Baştan şunu soylemeliyim ki,
30 Temmuz da 3G li hayata başladığımızda hiç te hayatım değişmedi..
Yine ben, aynı ben..
Ne ben değiştim, ne hayatım..

Haa 3g ile alakası olmayan değişiklikler var tabi.. Düşen maskeler v.s v.s.. Ama bunun 3g ile uzaktan yakından alakası yok..

3g ye operatorler 30 temmuzda geçti ama ben bolgeme geç geldiği için bi kaç gün geriden geldim..
Telefonum 3g destekliyor.. Geniş bant internet yani..
Önde kamerası yok..
Zaten birilerini görüp konuşmam gerekirse bunu msn gibi araçlardan yaparım sanırım..

Ki nedir bu görüntülü konuşma merakı anlamadım gitti..
Biz ki, bayram seyranlarda akrabalarımızı bile aramayı bırakmışken, birden herkeste görüşme, üstelik görüntülü görüşme merakı çıkıverdi..
Ahanda şuraya yazıyorum ki, aynı MMS gibi fossslayacak bu görüntülü konuşma durumu..
Üstelik telefonların ön kameraları da vga kameradır.. yani dandik ötesi..
En kral telefonun ön kamerası bile 1 mp değildir..

Bu da görüntülü konuşmanın zaten oyle ayna gibi cam gibi net olmayacağını gösterir ki,
şu an da oyledir..

Ama sabahlara kadar takılan muhabbet meraklılarına birebir.. Onlara şimdiden tavsiye ederim..

İyide yahu, onca operator aylardır reklam yapıyor, hayatımız değişecekti.. derseniz hemen anlatayım hayatımdaki değişikliği..

Şimdi geçen hafta EDGE ile bağlandığımda 0,20 mbit/sn ile bağlanıyordum. Şimdi ise durum 0,64 mbit/sn..
Eee sevgili operaotler, hani ben 20 kat hızlı bağlanacaktım?
Yani bu durumda hani 4.0 mbit/sn olacaktı hızım?
Olmadı..
Kısmet olmadı işte..
Olamadı..

Cepten surf yapıyorsanız edge ile 3g arasında bir fark yok..
İlginçtir ama ben hala ve hala 3g nin bir artısını göremedim..

Şimdi işin diğer yanı..
Peki neden allayıp boyayıp boyle reklamlarla bizi teşvik ediyorlar derseniz..
Hele hele, o 3 buz gibi soğuk kızın yer aldığı işgence reklamlarını boşamı izledik..
Ne yani .. Niye hatta..

Bu işte dönecek para yılda 10 Milyar doları bulacak ta bunun için..
5 milyarı cihaz, kalanı ise operatorlere bolunecek para olacak...

Nasıl rakam ama..
Eh bu rakama bende bunca reklam yapar atar tutardım..

Hali hazırda Edge kullanıp sırf 3g için bin ytl para verecek arkadaşları uyarıyorum..
Etmeyin..
Kıymayın paranıza..

Hem yakında 4g geliyor..
Gerçi Türkiyede 10 yılı bulur ihale mihale derken ama..
O zaman ideal olabilir..

Hımm 4g nedir derseniz..
Kısaca geçeyim..

3g de hız değişkendir..
Mesela burada 1 mb/sn hız alıyorsanız, yüz metre ileride bu yarıya da düşebilir yarı oranda da artabilir.. Özellikle aynı baz istasyonunu kullanan kullanıcı çok olursa 3g eziyete bile dönüşebilir..

Ama 4g stabil hız dır..
Mesela operator 4 mb/sn hız verecek ve nereye giderseniz gidin o hızda bağlanacaksınız..

Lakin şu an 3g de bu mumkun değil..
Yerine göre muamele var şu an için..

Herşeye rağmen, bugünlerde "ben 3g li telefon alacağım" diyenlere de ufak bir ipucu,
UMTS destekli telefonlardan uzak durup, HSPDA ( 7 Mbit destekli) telefonlara yönelmeleri önemle rica olunur..

"Neden" derseniz..

Yok yok.. demezsiniz...

E63 incele-me

Vay vay vay..
Bu yazıyı yazarken Kasım-2008 tarihine döndüm..

Sahi ben bu bloğu ilk neden açmıştım bilirmisiniz..
Ben biliyorum mesela..
O dönemde hatta bir gazetenin de teknoloji editorlüğü vardı gündemimde..
Ben bir blog yazayım dedim, ama konu teknoloji olsun dedim..

Nereden nereye..
Şimdi dönüp baktığımda, teknolojiden başka herşey yazmışım..
Ne sularla sevişmem kalmış,
Ne Aşk yazıları,
Ne öfkeler,
Ne sanat,
Ne siyaset..

Aslında zaten amacım da bu.

Yani hayata tek pencereden bakmak bana göre değil,
Sabit bir konu üzerinde gezinemem sanırım..

Neyse lafı uzatmadan konuya geçelim..
Benim sonyericsson w810 sizlere ömür olunca istemeye istemeye telefon edinmem gerekti.

Ama seçimimi şöyle yaptım,
1. Kesinlikle yeni nesil(3g) olsun,
2. İş hayatıma yardımcı olsun
3. Hayatımızda artık vazgeçilmez olan internet ve onun uygulamalarına uyumlu olsun.
4. Fiyat/performans bakımından uygun olsun.

Eh, şimdi tamamen dokunmatik telefonlar bana göre değil. IPhone ile o nedenle aram hiç olmadı. Benzerleriyle de..
Blackbery deseniz tam bir internet ortamı sunamıyor tarayıcısından dolayı (İlle de Blackberry diyene Cure 8900 ü en başarılı ürün olarak tavsiye edebilirim)

Tüm kriterleri göz önüne alarak,
Nokia E'series E63 ü tercih ettim.

Bir haftadır beraberiz..
Hadi biraz anlatayım..


Öncelikle, s60 platformunda hoş uygulamaları olan ve bence iyi bir iş telefonu diyebiliriz. qwerty Klavyeye sahip. Yani buda nedir derseniz, bildiğiniz Q klavyeli. Bu ismide, Klavyelerimizde bulunan Q ve sağında bulunan QWERTY harflerinden alıyor. Alışmak çok kolay olmasada, Q klavye mudavimleri çok da zorlanmayacaktır..


Telefonumuz 3G destekliyor ancak ön yüzünde kamerası yok.
Bir algı var Türkiye'de.. 3G li telefoların çift kameralı olması gerekir gibi, yanlıştır. 3G, yüksek hız ve bandlı internet erişimine uyumlu cihaz demektir, o nedenle telefonumuzda sadece 2MP tek bir kameramız var. Zaten en dandik kısmıda bu kamera olayı..
Çünkü gerçekten rezil.
Sanki bildiğiniz VGA(640x480) kameralardan bile daha dandik bir görüntü sunuyor.


Telefonumuzun en önemli özelliği iyi bir E-posta istemcisine sahip olması. Ve bunu ana ekranda sunabilmesi. Telefon Wi-Fi, Gprs, Edge kullanarak ve ayarlarını yaptıktan sonra belli aralıklarla(5 dk da olabilir, 2 saat de) e-posta larınızı kontrol ediyor ve sizin atadığınız zil sesiyle sizi uyarıyor. Ayrıca telefon AnaYüz'ünde gelen e-postaları size bu şekilde adetleriyle de belirtiyor. Hotmail ve gmail ayarlarını ise imap 4 protokolünden başarıyla kuruyor. Sadece mail adresinizi ve şifrenizi girdiğinizde tüm ayarları otomatik yapıyor. Ancak bir pop3 e-postanız varsa tüm ayarları tek tek yapmanız gerekiyor.

Basit ve karışık olmayan bir menü'ye sahip. Herşey yerli yerinde. 5 sene önce kullandığım 6260 ı düşününce.. Çok fazla gereksiz şey biriktirilmişti ana menüye. Şimdi daha derli toplu durumda..

Ofis uygulamaları tüm işlerinizi görebilecek durumda. Bu, çok iyi puanı alıyor. Çünkü excel, word, pdf gibi dosyalarla telefondan görüntüleme, düzenleme işlemleri yapabiliyorsunuz.



Telefon, daha çok iş ve internet hayatına hitap ettiği için, multimedia özellikleri bakımından çok da yeterli değil. Ancak yinede MüzikÇalar, Radyo, Visual Radyo da unutulmamış. Bunlarda gayet verimli çalışıyor. Özellikle PodCast uyumu beni büyüledi.

Web uygulamalarında da tam puanımı aldı. Harika bir Nokia Tarayıcısı var. Özellikle rss okuyucusu dahil, hiç birşey unutulmamış. Sevdiğiniz bloggerların yeni yazıları veya post yorumlarını rss ile anı anına takip edebiliyorsunuz. Zira yazı veya yorumlar yayınlandığı anda otomatik olarak çekiyoruz ve takip edebiliyoruz. Tabi ben daha çok haberler, ve gereksiz bir çok site için rss de kullandığım için bu otomatik alımlı rss uygulaması çok işime yarıyor.


İşte yukarıdaki resim, büyük yenilik.
Bu bir 3.5mm lik mini jack yuvası..
Bu da demektirki, en iyi kulaklıkları arada hiç bağlantı olmadan telefonunuza takabiliyorsunuz.
Oyle her markaya özgü girişli değil.
Bildiğiniz normal kulaklık girişine sahip bir cihaz bu. Mp3 çalarlarınız veya notebook larınızdaki olan kulaklık girişlerinin aynısı. Ve bu büyük yenilik..

Cihazımız yukarıda gördüğünüz gibi USB bağlantı girişi ve 8GB microSD desteklidir.


Evet, sonuç olarak bu cihaz gerçekten yukarıdaki 4 kritere göre gayet iyi bir cihaz.
Multimedia dan çok iş ve internet ile ilgili iseniz, bu telefonlardan edinirken korkmayın..
Biraz daha iyisi olsun diyorsanızda 3.2 MP kameralı ve daha iyi bir tasarıma sahip olan E71 i deneyebilirsiniz.

Bu yazıyı yazmamdaki amaç ise şudur;
Hepimiz bir şekilde sık sık gsm cihazı değiştiriyoruz.
Ancak genelde yaptığımız şudur.
Binbir çeşit cihaz içinde, rengine ve görünümüne bakarak karar veriyoruz.

Oysa önceliğimiz kriterlerimiz olmalı.
"Ne istiyoruz?" sorusu ve cevabı...
Çünkü, sık sık telefon değiştirmek maddi anlamda da çok iyi birşey değil..
Heleki şu kara-kriz günlerinde...
Yiğit muhtaç olmuşken kuru soğana..

Bu nedenle,
Telefonun rengi, görünümünden çok ne yapabilip ne yapamayacağı çok daha önemli olsa gerek..
O nedenle ince eleyip sık dokumak lazım..


Bir başka teknoloji köşesinde buluşuncaya dek..
Esenkalın, falan filan..