
oysaki ne uzun uzun yazılar yazardım..
günde üç kez yazamasam bile mutlaka her gün yazardım.
uzun uzun düşündüm de;
daha çocukluk yıllarında mektuplar yazardım en uzunundan,
bir zarf'a ambalaj yapıp gönderirdim,
ve sonrasında uzun bekleyişler..
o bekleyişlerin sonunda uzun uzun okurdum yazılanları, sindire sindire.
yazmayı çok sevdim ben, hatta okumaktan daha çok.
büyüdük tabi uzun yıllar sonra,
uzun bakışmalar, uzun uzun öpüşmeler derken,
aslında bu kısım aşk için yazılmıştı ama,
çok da uzun uzun aşklar yaşayamadım ben.
belki uzun işlerim nedeniyle göçebe hayatı yaşamamdan dolayı,
belki de uzun yolların ayırdığı şehirlerden dolayı..
ama uzun uzun sevmekten hiç bıkmadım mesela,
ve tabiki uzun uzun sevişmekten..
şimdi nasılda kısalıyor hayat,
zaman çabuk geçiyor..
herşey pratik ve herşey kısa.
ama ne olursa olsun,
uzun uzun düşünmekten,
uzun uzun yazmaktan,
uzun uzun sevmekten,
uzun uzun sevişmekten,
sanırım hiç ama hiç,
bıkmayacağım.
geriye kalan herşey
kısacık olsa bile.
5 bıdı bıdı:
*yeditane yerleri degisik yedi*
Uzun uzun bekletsende..yazirani beklemekten hic usanmadim :)
Malesef hayat hızlanıyor ve her şeyin içi boşaltılıyor.Bilinçli hem de. Düşünmenin,yazmanın,sevmenin,sevilmenin.Ne kalıyor geriye koca bir hiç,koca bir mutsuzluk.
işte o son cümle: "Geriye kalan herşey, kısacık olsa bile..." Bende vazgeçmeyeceğim yazmaktan. Küçükken aynen senin gibi bayılırdım mektup yazmaya. Ve uzun uzun da yazardım. Bi aşk sanırım bu.
uzun uzun düşündüğüm oldu
uzun uzun susmalarım da
ama hiç
uzun uzun yazmadım ben
sizi okumayı seviyorum siz hep uzun uzun yazın
yine eskisi gibi gün aydı deyin sabahın erken saatlerinde
bol sütlü nescafeniz elinizdeyken bana da ince belli bardaktan bir çay ikram edersiniz herhalde :)
..yedisi değişk yerde olan,
bakma sen ahkam kestiğime..
uzun bekleyişler hiç te iyi değildir aslında..
..ruhgezgini,
koca bir mutsuzluk kalıyorsa geriye,
sanırım bizim salak saçma seçimlerimizdendir. düzelmeye oradan başlamak lazım belki de.
..elifgizem,
madem bir aşk yazmak,
sakın aldatma onu, hep boyle kal, yazarak ve sımsıcak.
..fısıltı,
ne garip bunu okumak. yani o bahsettiğin gübler hayli geride kaldı ama hatırlaman çok hoşuma gitti. çok teşekkürler.
Yorum Gönder