Bunu hep yapıyorum, hergün belki de..
Ancak bugün daha da bir gözüme ilişti "begonvil"in iyiden iyiye kuruduğu..
Zamanı mı gelmişti yada neydi sebep bilmiyorum ama kuruyor günden güne..
Oysaki sevgimi verdim suyuna karıştırıp..
Ama ne yaparsam yapayım kuruyor..
Hatırlıyorum da,
Mayıs ayının ilk gününden beri buradayım..
Bu begonvilin altında çok vakit geçirdim..
Sevgi sözcükleri, küfürler, üzüntüler ve kahkahalar yaşadım..
Yeri geldi uzun uzun düşüncelere daldım..
Ne güzeldi Bengovil o zaman..
Sevgi dolu, rengarenkti..
Şimdi kurudu..
Artık ne su kabul ediyor ne başka bişey..
Onu kurutan belkide kurtçuklardı veya Begonvilin Kurtçuklara düşkünlüğü..
Bir yandan Begonvile bakıp üzülürken, aynı yerden altında oturduğum Portakal ağacının meyvalarına takıldı gözüm..

Hayata bak..
Biri kururken, biri yeşeriyor..
Hamlaşıyor..
Uzun uzun düşündüm..
Hangisi bendim acaba..
Kuruyan mı, yeşeren mi..
Sonra düşünmeyi bırakıp gülümsedim..
Elbette şu an "yeşeren" bir portakal ağacı kıvamındayım..
Güzelim begonvil'in yaprakları gün ve gün kuruyup, bedenden koptukça, ve rüzgarla sürüklendikçe yerlerde..
Yüne de gülümsürüyorum işte..
Bir "Portakal Ağacı" heyecanıyla..
7 bıdı bıdı:
sen nasıl birisin ya. bu gibi durumları yorumlama şekline hayranım diji be. hep böylekal olur mu;)
Olur pinosh:)) Hep boyle kalacağım..
Teşekkürler gülümseten yorumun için..
Ahhh o begonville yazısını okuyup çok kıskanmıştım ama ben, şimdide portakal ağacı olup yeşermek istedim bu yaz kuruyan begonvile döndüğümden herhalde
hayat ıste.bır dogar ,bırı olur.
İnsan bir gün begonvil, birgün portakal ağacı oluyor. her ikiside biziz aslında.
üzüldüm begonvil'in kurumasına ama eminim sayende çok çok mutlu olmuştur.çiçeklerin de canı var ve bizim ilgimizi hissediyorlar.her gününün huzurlu ve neşeli geçmesi dileğiyle.kocaman sevgiler yolluyorum. bu arada benim blogda mim'in var.ne zaman istersen yazabilirsin dijicim.
deneme
Yorum Gönder