İzmir'den Çanakkale'ye gitmeliydim.
Mutlaka gitmeliydim.
Ancak çetin kış şartları olduğunu duymuştum bu bolgede yola çıkmadan önce.
O nedenle yanıma 2 araç eskort almıştım ki, ne olur ne olmaz, saplanırsak kar'a felan yardım edilebilsinler diye.
Efenim, İzmir'den Ayvalığa kadar hava güzeldi.
Ama sonrası, hatta Edremit, Akçay'dan sonrası kar, sis, pusu başlamıştı.
Küçükkuyu'ya gelince, Kaz Dağları eteklerinde iyice artan kar yağışı..
Araçlarda Bas-Konuş ile irtibattayız sürekli. Çünkü sis de fena bastırmıştı ve akşam oluyordu.
Zincirler takıldı, bu arada eskortlar direk soyleyemese de, "hani dönelim be hacı" demeye getiriyorlardı lafı.
Ama dönermi bu inatçı keçi..
Yol bitene kadar devam, Çanakkale'ye ulaşmamız lazım diyorum.
Gören de sanacak ki, yıl 1915 sanki de, bizde 19. Tümen'e, Mustafa Kemal'e erzak, muhimmat felan götürüyoruz..
En tepeye zar zor varabildik dağ'da..
Ayvacıktayız ve göz gözü görmüyor..
Gece saat 23.00 oldu çıkana kadar.
Jandarma çevirmiş yolu.
Yol tamamen kapalı diyor, gidemezsiniz diyor.
"Gitmem lazım", "Bırak be Hacı gidelim" diyorum..
Banamısın demiyor..
Gidemedik tabi..
Kaldık Ayvacık'ta..
Çünkü İzmir'e dönüş yoluda kapandı.. Dağın üstünde kaldık..
Bizden başka insan evladı da yok..
Ayvacıkta bir kahveye oturup plan yaptık.
Asssos'a inip orada vakit geçirmeye karar verdim.
Köylüler, hayatta inemessiniz kardan dediler..
Dedim ki, Çanakkale yolunda bişey olacağına, varsın Assos'ta olsun dedim, bir otel'e telefon ettim Assos'da, dedim odaları hazırlayın, geliyoruz..
O kar, kış kıyamette, araçlarla "kaya kaya" uçurum kenarlarında, Assos'a inmiştik.
Hemen odalara yerleştik.
O yol, o önemli yol 3 gün kapalı kaldı.
Ve Tanrı, insana, hep Assos gibi harika bir yerde rehin veya mahsur kalmayı nasip etsin..
Aslında biz, çok güzel vakit geçirdik ve inanırmısınız, ne İzmir, ne Çanakkale yolunun açılmasını hiç ama hiç istememiştim.
Hani keşke o yollar hiç açılmasa da, bu hep ve çok sevdiğim Assos'ta kalabilseydim demiştim içimden.
Hep söylerim..
Kaz Dağları, benim dağlarımdır..
Zeus'un dağları..
Bu dağlar çok olaya tanıklık etmiştir.
Şimdi bu dağları "altın" aramak için delik deşik ediyorlar..
Tıpkı yüreğim gibi kaz dağları..
Delik Deşik..
Evet evet bu dağları, Kahpece delik deşik ettiler..
Ancak,
Ben buradayken, bu dağlardayken,
Ne güvercine, ne turnaya benzerim..
Ben bu dağda olmadığım zaman da güvercine ve turnaya benzemem..
Onurlu, gururlu, başeğmeyen, yalvarmayan, belki yalnız ama,
Göklerde "Kartal" gibiyim..
11 bıdı bıdı:
ilginç bir anı.
:)
Sevgili dolunay, aslında hiç ilginç yanı yok ama sağolasın değerli yorumun için:)
İlginç olan anılar değil,
İnsanlar be Dolunay..
İnsanlar..
bana gore ılgınç :)alah alah
kartal olmanın bedelidir yalnızlığı göze almak.. Ve değer biliyor musun sonsuz gökte en yüksekte açmak için o kanatları..
Ne güzel anlatmışsın yine.. Ne güzel..
cache..
Bilirmisin bilmem..
Kahpe kalabalıklardan sa,
İyidir yalızlıklar..
Tercihimdir..
En azından,
Onuru, gururu vardır yalnız bile olsan, duruşunun..
Dik durursun..
Eğilmessin..
hürrem..
Teşekkür ederim hürrem..
Gören göz güzelse, gördüğüde güzeldir..
yanlızlık bazen en büyük ödüldür insana, kıymetini bilmek lazım. etrafımızdaki boğucu kalabalıkların arasından sıyrılmak ne denli zor bazen.
owl..
Diimi ama:)
İnsanları seçemiyoruz..
Seçtiklerimizde de yanılıyoruz..
Aslında tek ve en sadık dostumuz yalnızlık..
Günler geçer, aylar yıllar..
İşte, gerçekten değecek biri olur, ve onun için feda ederiz yalnızlıklarımızı..
Değmeyecek insanlara değil.
Wuu amma uzun oldu :)
Anını bizimle paylastıgın için tşkler...
Şu göklerde karta olmak ve yalnız olmak var degılmı?
Yalnızlık güzeldir bazen...
Öyle güzeldir ki oralar. Öyle severim ki... Hakikaten virajların keskin olduğu, yılan gibi kıvrılan yollardır. Kışın, bir de kar-tipi altında en güzeli Assoss'ta konaklamak olacaktır ki onu yapmışsınız zaten. Bu arada Ayvacık da güzeldir.
Yorum Gönder