Benimki senden biraz fazla..


Dün gece..
Plaja atılmış masalar..
Dalgalar,
Güzel, demli çay eşliğinde,
Yıldızlar ve gece..

Ben yalnızlığı çok seviyorum..
Seviyorum ama ne zamandır yalnız kalamaz oldum..
Oturup kendinle yüzleşmek istersin,
Bir türlü olmaz..

Neyse işte, nihayet yapayalnız bir geceydi..

Uç yaşıyorum..

Uç derken,
Bohem bir hayat değil bu..
Alenen, çırılçıplak bir hayat..
Yalanı, dolanı, ihaneti, alçaklığı olmayan bir hayat..
Diyeceksiniz ki,
Yalanı dolanı ihaneti olan adam soylermi..
E vallahi olsa onu bile söylerim..
O nedenle çırılçıplak..

Dedim ya uçlarda yaşıyorum diye..

İşte dün gece, kendimle ilk kez başbaşa kalabildim..
Bir masa, bir sandalye..

Oturdum..
Yıldızları seyrettim..
Yalnızdılar..
Sanırım ortak noktamız bu olsa gerek..

Sonra dalgalar..
Öyle coşkundular ki,
Sesleri çığlık gibi..
Sesleri azgın, sinirli bir aşığın öfkesi gibi..
Üstelik zaman geçtikçe,
Daha da arttı dalgalar..
Daha da azgındılar...

Yıldızlar,
Dalgalar,
Karanlık,
Uzak ışıklar..

Düşündüm bir an..

Düşündüm de,
Aşk'ı ,
Sevdayı',
Acıyı,
Nefreti,
Özlemeyi,
Hissetmeyi,
Düşünmeyi,
Hayal etmeyi,
Kavgayı,
Gülmeyi,
Kıskanmayı,
Kollamayı,
Yas tutmayı,
Çıldırmayı,
Sevişmeyi,
Beklemeyi,
Sadakati,

Bunların hepsini
Uç noktalarda yaşıyorum..
Ve de "adam" gibi..

Uç noktalarda yaşıyorum tüm "duygu" yoğunluklarımı...
Asla utanmıyorum,
Asla gücenmiyorum kendime..
Aksine, günlük çıtır çerez kıvamında yaşanan hayatları ve o hayatları yaşayanları asla ve asla kıskanmıyorum..
Ben halimden,
Ben bu "uç" ve "adam gibi" yaşadığım duygu yoğunluğundan çok da memnunum...

Ve sonra, aklıma o şarkı geldi..

İkimizde aşık,
Bir tek farkla,
Benim ki senden biraz fazla..

4 bıdı bıdı:

Adsız dedi ki...

ne guzel ıfade edıyorsun ruh hallerını.

khaos dedi ki...

dolunay,
Çok incesin, teşekkür ederim..

Kumsal dedi ki...

Aklıma fesatlıklar gelmiyor diil

khaos dedi ki...

kumsal..
boylesine duygusal bir yazıdan da fesatlık çıkardın ya, hay allam, ne diyeyim bilemedim..