Kriz Kriz dedikleri..

Bütün gün sabahtan akşama kadar televizyonlarda piyasa bilgileri var..
Cart curt bi sürü gereksiz bilgi..
Son gelişmeler güzelmiş ve saire..

Peşinen söylüyorum ki yalanın daniskası "iyiye gidiyor" denen şey..

Asıl piyasa hayatın içindedir..
Doların hareketi, borsanın hareketi şu an reel piyasayı etkilemiyor..
Reel piyasa her gün biraz daha kötüye gidiyor..

Şimdi kısa bişey anlatayım..

Geçen sene çözüm ortağı olduğum iki firma vardı.
Ben kariyer insanıyım, ticaretten pek anlamam, iş hayatım boyunca da kimsenin kapısına gidip sizinle çalışalımmı diyememişimdir. Genelde refere edildiğim için beni bulurlar..

Müşterilerimden birisi Buz kralı idi..
Buz fabrikaları var.
Çeşme, Kuşadası, Bodrum daki tüm bar bahçelere hemen hemen buz ihtiyaçlarını karşılıyor.
Çalışmak dediğin öyle büyük paralara değil ama geçen sene bu müşterim binbir nazla çalıştı benimle. Çok havalıydı çok.. Dünyaları ben yarattyım kıvamında..
Cebinde büyük para olan insanların nedense boyle oluyor ya, onların sonunuda görüyorum neyse..

Evet bir senede değil, bir ayda ne olduysa oldu, bu müşterim nasıl battıysa, fabrikalara el konulmuş, malvarlığına, şu anda da 1 milyon dolar kadar toplam borcu var..
Nasıl yapacak bilmiyorum ama bana bile duysanız şaşıracağınız kadar az olan borcu olduğu halde ödeyemiyor..

Bir diğer müşterim,
Şu herşeyi satan Mobilya mağazalar zincirlerine sahipti..
Bir sürü mobilya bayiliği, beyaz eşyalar, her bişey..
Bir çok mağazası vardı..
İşin garibi bu arkadaş ta geçen sene pek bi havalardaydı..

Ondan da çok küçük ve komik bir alacağım vardı..
Dün aradım..

Haydaaa.. Oda herşeyi kapatmış..
Ne yapacağını bilmiyor..
Dünya kadar borç felan..

Ne ulan bu boyle..

Eyyyy tvlerde "dolar ve borsa" hareketleri ile ilgilenen ekonomistler..
Biraz da gerçek piyasadan haber verin..

Neyse efenim,
Uzun lafın kısası..
Hiç'te havalara girip "ben ne oldum" demeyin..
En iyisi mütevazı olun, kimin ne olacağının hiç de belli olmayacağı günler yaşıyoruz.

Şu lanet günlerin bir an önce sonlanması dileklerimle..

Ser-gi

(Şimdilik)Kenarından köşesinden medyaya bulaştığım için İzmir'de yapılacak etkinliklere davetiyeler geliyor..

Vaktim olur sa da katlıyorum..

Bugün kü davetiye bir sergi için..
Soyer Sanat'ta 4 Mayısta başlayacak 11 Mayısa kadar..

Nitsa Çukurel'in "yansımalar" isimli resim sergisi..

Örnek resimler hoşuma gitti..
Aşağıda vereceğim..

Ben gidemiyorum, İzmir'de değilim o zaman aralığında....
Gitmek isteyen İzmir'lilere 4 Mayıs 19:00 da açılış kokteyli davetiyemi de gönderebilirim JPEG olarak E-Posta ile..

Bi daha yazayım..
4-11 Mayıs aralığında, Soyer Kültür Sanat'da.





Zor Aşk...


Fon'da.. Haluk Levent.. Zor Aşk..

Bu geceden bir anektod.

Diji'nin canı sıkkındır..

Bornova'da bu sefer celebrity Nilay ile diji kunuşmak dertleşmek istemiştir.
Celebrity Nilay, Bira'lamaya başka bir Celebrity arkadaşını getirmiştir..
Amacı, kankası Diji'ye vakit geçirilebilecek bir ilişki yaşatmaktır.
Diğer gelen celebrity ise bir çok erkeğin hayalini süsleyebilecek insansı bişey..

Diji'nin aklına bişey gelir..
Yani sokakta, partka, yolda kesişen insanlar oluyor..
Durduk yere kalbinde biri varsa bile öylesine maceralara dalıyor..
Evet yapılamazmıydı?
Hemde nasıl yapılırdı..

Gelen diğer celebrity saf bir insan..
Beni 3 yıl önceden tanıyor.. Rain müdavimi olduğum zamanlardanmış.
O zaman muhabbetimiz bile olmuş kısada olsa..

2. arjantinden sonra canım fena halde sıkıldı..
Diğer celebrity lavaboya gidince Nilay ile aramızda geçti şöyle bir muhabbet.

Diji - Olum senin ağzına sı.. yapma şöyle şeyler, İni cini çıkarıyorsun karşıma..
Nilay - E tamamda kötümü yapıyorum. 2 yıldır aşk yaşayamadın. Belki olur güzel bişeyler.
Diji - Ya saçmalama Nilay, boyle bişey yaşamak istesem bilmiyormusun yaşayabileceğimi.
Nilay - Biliyorum ama olsun ve eğlen o zaman, bilirsin sen ne yapacağını.
Diji - Yok kızım, bak ben kaçıyorum, içim fena halde sıkkın zaten bak twitterdan haber aldım avrupa yakasınıda kaçırmışım, gidip sonunu izlerim. Bi daha da yapma boyle şeyler.

Hadi gelin itiraf edeyim.. Boyle bir kadınla bir gece beraber olmak için neler verebilecek erkekler varken neydi içimdeki sıkıntı.. Hatta çaresizlik..
Durun soyleyeyim..
Doymuşum ucuz aşklara..
Ruhsuz sevişmelere hatta..
Telefon çaldı.. Arayan kalbimdi, iç sesimdi.. "Siktir git evine" dedi..

Sonra, taksiyle dönerken aklıma geldi de..

Etrafta bunca kolay tüketilen
Lafta,
Yalandan,
İhanetler içinde,
aşklar varken..
Ben tam bir aşk adamı olmuşum..

Bu tavrımdan ve duruşumdan da hayli memnunum..

Aşkın mutluluğu kadar sızısını bile seviyorum..
Bıraktığı hüznü de..
Soluğumda, tenimde hissetmek istiyorum aşkı..
Sevişmeler bile farklı yaşansın diye..

Ve ayran gönüllü,
kalbine herkesi her an sokabileceklerden
Olamıyorum..

Ben, kimsesiz kalsam bile..
Mutluyum bu aşk kokan halimle...

Herşey yalan..
Olsa bile..
En güzel aşk..
Zor olanmış..

Bir kez daha anladım..

Yalan..!

Fon'da.. Haluk Levent.. Yalan!



Şimdi çıkacağım İzmir'in boş sokaklarına..
Kalabalık ama "Boş" sokaklarına..

Bornova'da yürüyeceğim mesela..
Üniversiteli, aşık genç bir öğrenci saflığında..

Kordonda yürüyeceğim..
Şarap ve bira kokularıyla..

Varyant'ın dar ve arnavut taşlarıyla bezenmis sokaklarında yürüyeceğim..

Güzelyalı'dan bakacağım denize..

Sonra Bostanlı'dan..

İnciraltı'nda çiçek seralarından birine uğrayacağım..
Kendime çiçek alacağım..

O çiçeği Urla'dan denize vereceğim..

Önüme kim geçerse devireceğim..
Soranlara.. "Yalan" soyleyeceğim..


Yanıma iki kadeh ve bir şişe şarap alıp..
Yarın sahile bir kalp çizeceğim..

Tüm aşıkların şerefine içeceğim..
Şerefe.. Diyeceğim..

Mutlu gibi görüneceğim..
Güleceğim hatta..

Kendi kendime "Yalan"lar söyleyeceğim..


"Soranlara unuttum diyorum..
Adı neydi hatırlamıyorum..
Ben artık sevmiyorum.."





yalan..!

Gece.. Eflatun..


Fon'da.. Haluk Levent.. Eflatun..

Gece..
Beni neden tehdit ediyorsun yine..

Bilmiyormusun? korkmuyorum işte..

Bilmiyormusun ne elinde falçatasını sallayan çocuklar..
Yada belindeki silahla sırıtan karanlık yüzler..
Tinerciler..
Katiller..

Hangisi korkutabildi ki beni söylesene "gece"..

Benim tek korkum "aşk"a dair..
Biliyorsun işte..

Ay ışığı iyi insanları uyutuyor..
Diğerlerini aydınlatıyor işte..
Bu nasıl denge..
Oysa biz çok romantik bilmedik mi sözylesene..
O saf, temiz ay ışığını..

O ışığın altında sevişmek,
Seni seviyorum demek..
Aşığım demek için..
Mehtabında sevgili omzunda ağlamak için
Çırpınırken..

Söylesene, ay ışığı neden diğerlerini aydınlatıyor ben uyurken?

Gelme üzerime "gece"..
Yada geleceksen adam gibi gel..
Erkek gibi..
Durmadan, yılmadan gel..
Öldüresiye gel üzerime geleceksen..

Ben akşamüstü Yıldızları kuşandım bedenime..
Gözlerimde umudun rengi var..
Şimdi her yeri eflatun görüyorum..

Bu savaşı, karanlığına zafer saymıyorum..
Pes etmiyorum..

Gel şimdi hemen..
Haydi.. Savaşmaya..
Seni bekliyorum..

Ama bana bir söz ver..
Beni yenersen..
Ben düşersem..
Deniz kokan,
Barış kokan..
Aşk kokan çocuklar getir ülkeme...