daraldım..


hani olur ya,
hayatın tüm renkleri yok olur birden..

hava fazlasıyla gri,
hatta siyaha çalan..

önünde gördüğün herşey renksiz, gri, siyah..

aslında böyle karamsar ve böyle kara havaları severim.
bir yaz gününden daha mutlu ederdi beni böylesine günler.

sahi neyi sevmezdim ki..

90'lar çok güzeldi sanki benim için,
sanıyorum bir çok insan için öyleydi.
gençliğimi yaşadım 90'ların ikinci yarısında..

aslında iklim olarak değişikti 90'lar..

yine de benim için güzeldi..
çocukluğum ile gençliğimin arasındaki ince çizginin yaşandığı günlerdi..

herşeye rağmen şimdiye göre gayet güzeldi işte.

daha nasıl anlatılır bilmem ama,
tv'de gece 12'den sonra meme görmek mümkündü.
şimdi düşündükçe "özgürlüğe bak be" diyerek hayıflanıyorum..

neyse işte,
90'lar bitti..
ben herşey daha iyiye gider sanıyordum,
olmadı.

hiçbirşey yolunda gitmedi bu ülkede..
geriye gidiyoruz bildiğin..

neyse işte,

ülke'de hiç birşey yolunda gitmiyor aslında,
yani yolunda gidiyormuş gibi yapanlara inat herşey berbat..
kimsenin hayatı güzel değil,
herkes birbirini kandırıyor..

kimse mutlu değil,
herkes kendini kandırıyor..

eh bu kadar kandırmaca arasında;

daraldım..
darıldım hatta..

selam olsun hayata darılmayana..
daralmayana..

uyan artık..


sıcak bir ev özlemişim ..
sıcak bir yemek, 
sıcacık bir yatakta unutturan öpücükler. 
çıkmışım bir dalgadan, vurmuşum sokaklara
....

sonra kendimi atmışım sokaklara.
daha günün ışığı bile yok.
doğmamış,
doğamamış güneş.

gökyüzü titrek ve tedirgin bir çocuk gibi.
güneşi istiyor artık karanlık.

sahi normalde bu tıklım tıklım olan caddeler neden boş?
uyuyor mu tüm insanlar?
nereye kayboldular?

kalkın artık ayağa.
uyanın.
yalnızım ve korkuyorum.

korkuyor ve titriyorum.
az önce dokunduğum kadının tenindeki titreme gibi sanki.

kendi kendime sorular soruyorum sonra.

derdin ne?
sorun ne?
neden mutlu değilsin?
neden herkes gibi sahte gülücükler savurmuyorsun etrafa?

oysaki az önce bir kadın,
tenine yaslandığım kadın,
orgazm sigaramı yatağında içtiğim kadın,
"sana aşık oluyorum galiba" demişti ya?

boş sokaklarda yürürken boş taksileri bilerek es geçiyorum sanki.
biraz daha tadını çıkarmak istiyorum gecenin sabaha direnişinin.

gece direniyor.
ben direniyorum..

öyle boş boş,
boş sokaklarda yürürken..

sonra bir an kendimi yokladım.
aşk varmı? diye,
hani iyi de bende var mı? diye.
arandım, tarandım,
yokladım kendimi.
bulamadım.
yoktu yine..


kandırma dedim kendime; 
- kandırma kendini.
-kandırma artık.

ve umut edip durma artık.

aşk yok artık.
uyan be adam!
sabah oldu!
uyan!

hissiz..

özlersiniz hisli günlerinizi,
çok özlersiniz..

istersiniz ki,
evet hislerim yerine gelsin,
yine bir bakışta vurulayım birine,
aşık olayım,
yeni idealler koyayım kendime,
yeni hedefler..

ama olmaz,
yapamazsınız.

çünkü ne zaman bunları yapmak isteseniz yine yeni bir hayalkırıklığına uğrayacağınızı düşünürsünüz.

hissisleşmişseniz,
ilkbahar size hiç gelmez.
hep bir sonbahar akşamındasınızdır.

herkes neşeli bir ilkbahar yağmurunda ıslanırken,
siz hep hüzünlü bir
sonbahar yağmurunda ıslanırsınız.

ruhun bile duymaz

ruhunun bile duymadığı saatlerde,

ben teninde yel eserken
sen pencereden bakıp;
fırtına çıktı sanıyordun.

ruhun duymaz
ben susarken, sana sesleniyordum..
kulakların çınlıyordu
ama bir şey duymuyorsun.

ruhun duymaz
ama,
haberin yoktu
seni seviyordum..
teninle sevişiyordu tenim

sen o saatte
"neden kimse beni sevmiyor?" fısıldıyordun.

ruhun duymaz olsa da
seni öyle sevmek
ve güzeldi
seninle sevişmek.

gözlerini tavana asan sen üzülme,
ağlama yatağında "beni seven yok" diye..

seni öyle güzel severim ki,
ve sevdim
ruhun duymaz.

cataflam

annem önerdi,
anneler söylerse doğrudur diye içtim 2 saat önce..
şimdi saat 05:30 a geliyor..
sabah oluyor evet.
yine..

evet kesti biraz ağrıyı..
sadece biraz boyun tutulması falan işte..

mazejik ile yarışır galiba bu konuda..


bak şimdi aklıma geldi;

günlerdir içim içimi yiyiyor birşeyler yazmak için.

hadi diyorum yazayım,
ama olmuyor işte.
tam hazırlanıyorum ki, olmuyor.. kelimeler zor geliyor..

çoğu insan bilir bu duyguyu.

yazılması gereken ne çok şey yazmışım.
bir de yazmadıklarım var daha tabi.
yazamadıklarım..

aslına bakarsanız, kötü ruh haliyle yazı yazmaktan da bıktım.

istiyorum ki güzel, neşeli birşeyler yazayım.

neyse işte,

yeni bir karar aldım..

artık daha hesapsız kitapsız yaşayıp,
mutlu olmaya çalışacağım..


sanıyorum 2013 için kendime öngördüğüm tek değişiklik bu olacak.

aman işte,
her yıl bunu soyleüyorum ama olmuyor ama
bu sefer deneyeceğim..

neyse işte,
hey sen,

bu satırlara kadar okuma nezaketi gösteren güzel insan..

her kimsen işte,
sana da güzel bir 2013 diliyorum.

mutlu bir yıl seninle olsun..