izmir'de, sıcak bir oda'da..

izmir'de,
sıcak bir oda da..
seni düşünüyorum hani.
loş'tan da karanlık bir ışıkta.

nefesimde anason'un o güzel kokusu
aklımda gözlerin,
gözlerin..
ne güzel bakıyordu sahi bana?
fikrimde desen zaten sen varsın.

izmir'de,
sıcak bir oda'da..
hava da hayli soğuk ya,
sahi bulgaristan'da da soğukmudur şimdi?
bilmem aklıma geldi öylesine..

alkol desen başımı dödürdü,
ama bilki ben kendimi kaybetmedim.
bilirsin işte, her zamanki gibi.
sevişmek istiyor bedenim,
sımsıkı sarılıpta.
ama yok, alkolden değil o,
senin teninin bende her zaman yarattığı çekicilik işte.
bilirsin, sana dokunamasam da,
en güzel masturbasyonum oluyor seni düşünmek bile.

izmir'de,
senden uzakta,
sıcak bir oda'da,
ne düşünsem kâr etmiyor, ah bilsen..

ah bilsen, aslında..
o güzel gözlerini gözlerime yatırıp'ta,
sertleşmiş göğüsuçlarınla göğüslerini göğüslerime bastırıp,
adam akıllı sarılmak isterdim.
arada hiç bir şey olmadan,
tenim tenime hasret gibi sanki.

oysaki şimdi,
ben izmir'de,
sıcak bir oda'da..
günlerden pazar oldu.
bilirsin sevmem pazarları ve bugün yine aksi olacağım.

oysaki ben çekilmez bir aksi olmadan,
izmir'de,
sıcak bir oda'da,
seni düşünerek bir kaç satır karalamak istedim.
daha güneş doğmadan..
..soğukta..
ve izmir'de..
sıcak bir oda'da..
senden bir hayli uzakta..

gittin ya..
çabuk gel..
oyalanma..

ben seni bekliyor olacağım..

izmir'de,
ve sıcak bir oda'da..

nefret'im..



sana bırakıyorum şimdi,
çiçeklerin en tazesini,
denizin en mavisini,
rüzgarın en temizi,
sevişmelerin en soluksuzunu,
en nefessizini..

giderken bende kalsın istedim,
öfkem,
küfürlerim,
karanlığım,
intikamım,
kinim,
nefret'im..

ah o nefret'im..
sevdam kadar büyük nefretim..
sevişmelerim kadar sıcak nefret'im..
soluk soluğa,
nefes nefese nefret'im..

sahi ben nefret ettim..
ben bazen çok nefret ettim..

atamadım içime,
satamadım birine..

nefret ettim bazen,
çok da güzel ettim be..

nefret ederek seviştim,
can acıttım,
canım acıdı bazen,
ama en az, sevişebildiğim kadar güzel,
yaktığım canlar kadar,
yanan canım kadar,
nefret ettim..

nefret ettiğim zamanlarda,
gülmeyi hiç mi hiç sevemedim..
öylece
ve sadece
astım suratımı ve,
nefret ettim..

acıdı canım..
çok acıdı bazen,
ama kimseye bişey soylemedim..
sadece nefret ettim..
çokça hatta,
nefret ettim...

karardı gözüm bazen,
intikam da istedim..
sonra hepsinden vazgeçtim..

bir gün nasıl olsa gülecektim..
hatta güldüm de sonra..
ama ben bazen,
gülerken de nefret ettim..

aslında kim ister ki nefret etmeyi,
ben doğuştan bilmiyordum,
alıştırıldım,
çok iyi öğrettiler nedret etmeyi..
ettirilmeyi.

sahi,
aşk'ım,
sevişmelerim,
gülümsemelerim,
pek istikrarlı olmuyor da,

istikrarlı olan tek şey,
nefret'im.

seviyorum onu,
çünkü o sadece benim,

nefret'im.