o aslında sadece bir şişe!

ne saçma bir insanım tanrım!

çoğu insan önemli konular(o da neyse?) üzerine akıl yürütüp düşüncelere dalarken,

ben ise açtığım her bira şişesine,
meyhanedeki her rakı bardağına,
uzun uzun bakıp dalıyorum..
düşünüyorum..

düşünüyorum o meyhane de aynı rakı bardağıyla kimlerin kafası güzelleşti..
öyle ya, dudağımı paylaşıyorum bir sürü insanla
aynı bardak'ta..

düşünüyorum..

acaba bu şişe depozitolu olduğundan kelli fabrikaya dönüp yıkanıp aklanıp paklanıp içine bira dolumu yapılıp bana geri gelmeden önce kime arkadaşlık etti..

sahi nerede etti o arkadaşlığı?

ege'de mi, istanbul'da mı yoksa bir anadolu kasabasında mı..

kimler içti aynı bu şişeden benden önce birasını..
hangi duygularla içti..
belki onlarca insan, belki yüzlerce insanla aynı şişeyi kullandık ama,
peki ya onlar eğlenirken mi,
hüzünlenirken mi,
severken mi,
aşıkken mi,
sinirliyken mi..
tüketti bu şişeden birasını kana kana..

aynı şişeyi paylaştığım bir önceki insan
kadınmıydı.. erkekmiydi..

şu an yaşıyor mu, yoksa artık bir ceset mi..

düşünüyorum işte..
öyle ya, aynı bira şişesinde dudağımı paylaşıyorum bir sürü insanla..

ne garip değil mi..

bir şişe bile..
beni paronayaklaştıracak kadar meraklandırabiliyor..


ama hayat işte..

böylesine gereksiz ayrıntıların içerisinde,
daha mı güzel ne..

şu an bu yazıyı bitirirken bir şişe daha açıyorum..
yazının başına dönüyorum yine..

işte aynı sorular yine başlıyor..

kahretsin!

olmadı bir bira daha..

nerede bir silahlı çatışma çıksa,

hep ortasında kalıyoruz..

nereden bir kurşun sekse,
hep biz vuruluyoruz..


olmadı bir bira daha açayım..

belki iyi gelir..
kurşun yarasına..